Geri dönüş yolu boklu.

Posted by Oduncu Gömleği | Posted in | Posted on Cuma, Aralık 25, 2009

Sıkıldım artık. Sürekli birilerini uğurlamaktan, beklemekten. Her giden otobüsün camına yapışmak istiyorum, camı kırıp kanayan ellerimle sarılacağım yolculara. "Hadi beni de götürün."

Bu şehir, benim için anlamını en baştan beri kaybetmiş olan bir kelime. Anlam veremiyorum, hep anlamsızdı. Ben şimdi farkettim. Şehir ne demek ? Kimsin sen şehir ha ?

Her neysen, her kimsen sevmiyorum seni. Artık sevmiyorum farkındayım. Farkında olup hiç birşey yapamamak sinirlendiriyor beni. Her terminal seferimden sonra, geldiğim yolu geri dönmek sinirlendiriyor beni.

İstemiyorum anahtarları, sahte kapıları açmak için. Ölümün kapısına ulaşana kadar bu sahte kapılardan geçmek mecburiyetinde olmak da sinirlendiriyor beni. Kendi içimde köpürüyorum şimdi, dışa vuracak cesaretim yok.

Kapıları açacak çeşitli anahtarlar var. Para, aşk vebenzeri. Bu anahtarlar sahte kapıları açar, ilerlersin. Allah belanı versin tekrar geri dönersin, aralık bırakırsın kapıları. Beklersin tekrar açmayı. Ne sikko bir iş be!

O yüzden kırıp geçmeli kapıları, her bir kiremite bir yumruk atmalı, indirmeli duvarları. İndirmeli ki arkaya baktığında, geri dönecek bir yol olmasın. Bu sefer ileriye, gerçek kapıya ulaşma mecburiyeti ile yürümeli.

Hatta koşmalı, yolun sonuna değil, gücümün sonuna kadar koşmalıyım. Çünkü küçüktür dünyam, kapılarım ülkeler değil, şehirlerdir benim. İnsanlar değil. İnsan' ları değiştiremezsin. Kendini de. Ama varolduğun şehri değiştir.

Hey bu kaldırımda ilk defa yürüyorum. Tamam mutluyum, sessiz ol şimdi. Yürüyeyim. Sıkılmadan değiştireyim kaldırımları, bu duvarı ilk defa göreyim ve bu apartmanın zillerini ilk defa çalıp kaçayım.

Sana diyorum, sessiz ol!

Tanrı, sus!


Adam!

Comments (0)

Yorum Gönder