tag:blogger.com,1999:blog-45447571313060173152024-02-20T11:08:17.759-08:00Yastık DünyasıYeraltı edebiyatı parçalamaca, hayran olmaca ve bok atmaca.Unknownnoreply@blogger.comBlogger89125tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-39478418997908826132013-01-01T06:03:00.002-08:002013-01-01T06:03:19.679-08:00sigaranizvarmi.tumblr.comAktif olarak buradayım artık; <a href="http://sigaranizvarmi.tumblr.com/">http://sigaranizvarmi.tumblr.com </a>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-70906483957117800122012-11-25T08:33:00.003-08:002012-11-25T08:33:54.463-08:00Çok ZamanÇok zaman olmuş ben burayı unutalı, fotoğraflarım ayrılmış hep metinlerimden.<br />
Burada 77 adet Manyak görünce çok anımsadım yazmanın keyfini tekrar. Hem zaten tek atımlık Afroceyda Fanzin'den sonra da biraz heves kaçıklığına uğradık. Yine de, Şahane işlerle geliyoruz. Öpüldünüz.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-30676971481089622822011-08-17T18:33:00.000-07:002011-08-17T18:33:08.025-07:00Kaybettiklerim var elbet ama kazanmanın bi' önemi yok.Gerçek ismimi kimsenin bilmediği hüzün ve neşe ile dans ederdim gözlerimi kapattığımda. Sanki ordaymışcasına ama, sanki buruk şaraba güzel muamelesi yaparmış gibi, şarkı söyleyen o çingenelerin arasındaymışcasına. O babasını kaybettiğinden beri üçüncü kez geliyor hıdırellez Bosna Hersek'e ve o akordiyona hala ölümüne basınç uyguluyor. 6 erkek çocuğu ateşin etrafında eğlenirken ağlayabiliyor o sorguluyor Ederleziyi, yine de onun için en ufak bir es işareti yok. Çünkü o nota bilmiyor ve notaya ihtiyacı yok asla olmadı ve olmayacakta çünkü o cevabını çok siklemediği bir şeyi merak ediyor. O yüzden, sadece çalıyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/iNlAnUXsf0Y?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div><br />
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-5787214385801757152011-08-12T11:25:00.001-07:002011-08-12T11:25:32.833-07:00Yakın çevre, beklenti yapmayalım beklenti."I got soul, but i'm not a SOLDIER!" Böyle adamın yüzüne tükürür kaçarım, başarmıyorum lan!Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-82634476502914601212011-07-06T14:38:00.000-07:002011-07-06T14:38:38.172-07:00Yaşadım.Telefonumu kaybettiğim için yine çok mutluyum. Bundan bi' kaç ay önce de kilidini unuttuğum için haftalarca kullanamamış, oldukça mutlu olmuştum. Beklentilerini sıfıra indirmek için elinden hiç bi'şey gelmiyorsa, benim gibi fırsatları değerlendirmelisin. Çünkü daha çok varlığı tanımak, acının ta kendisidir. Eğer birinin konuşmasını arzuladığın zaman ömrünü tüketiyorsa, konuşma imkanı vermeyeceksin ona. Telefonundan uzak olacaksın. Geriye kalan, sadece hormonlarınla savaşın olacak ve bunu yalnız yapmak inan çok daha kolay. Çünkü en büyük haz özgürlükse ve özgürlüğün tanımı sınırların olmayışı olarak kabul ediliyorsa aptallaştıracaksın kendini, aptallık sınır tanımaz. Bana güven.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-63908730262138224222011-07-06T14:26:00.000-07:002011-07-06T14:26:38.733-07:00Biraz da ben."Dünyanın en mutlu insanı olduğum için çok mutluyum." Derim her zaman. Yine de, sizin aptalca hüzünlerinizi benimseden, aynılarını yaşamama izin vermeden duramıyorum. Çok sikik bi insanım aslında, sizin yüzünüzden. Ben de sizdenim işte.<br />
Dinlemesini istediğim insanlar için konuşma isteğimi çok yakınlarda kaybettim. Şimdi umrumda değil sevgili 82 izleyici. Şimdi hepiniz, birsiniz benim için. İçinizde ithaf ettiğim kimse yok. Çünkü tanrının onları gördüğüne, duyduğuna inanan sevimli, umut düşkünü ve avunma bağımlısı insanlar gibi hissediyorum artık. Sen beni dinliyorsun, dinleyeceksin 82 izleyici. Bugüne kadar eser niteliği taşısın diye içine sıçtığım hikaye, öykü, lafonteyn çevirisi tadında yazılar yazdım, onları anlattım. Artık sana benimle beraber bilmen gereken şeyleri anlatıcam izleyici.<br />
<br />
Uzak durman gereken bir insan modeli var. O tam bir mal, bir beyinsiz ve zeka yoksunu. Duygusal patlayıcı, bağırsak düğümlenmesinin tüm vucuduna yayılmasına izin vermiş bir insan. O'nun adı 'Ne desem bilemedim ki' İnsanı. Bu pislik, insanlara değer verdiğini 'zanneder' sonra vermediğini farkeder ve kalbini kırar. Bununla sen de tanıştın izleyici, eminim. Tıpkı otuzbir çektikten sonra ki isteksizlik hali. O, bahaneleri sever. Gidersin, o gidemez. İşte ona asla 2. bir şans vermeyeceksin. Gururundan, ya da şişmesine izin vermek üzere olduğun egondan değil. Tarihin kendini tekrar etmesi yüzünden çekeceksin kendini. Çünkü o, bıkmaz tekrarlamaktan asla bıkmaz tekrarlamaktan bıkmaz hiç bırakmaz tekrarlamayı sürekli tekrarlar tekrarlar tekrarlar bıkmaz tekrarlamaktan.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-85582105951886311992011-04-25T04:45:00.000-07:002011-04-25T04:45:52.620-07:00Kadın ve AynasıAynaya söven kadın kendini yenebilen bir Orhan Gencebay değildir. O, gücü sadece kendine yeten tatminkar bir egoisttir.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-80956631798602485872011-04-25T04:42:00.000-07:002011-04-25T04:42:38.297-07:00Anlatacak şeyler buldum!Neşeli zamanları kovaladık hep. Yanılmamak için çabaladık. Haftasonunun eşsiz olması için hafta içi çok çalışmak değil, geçen haftasonunda çok eğlenmek gerektiğini öğrendik. Yalandan mutluluklara kulak astık bazen, kaymaklı eğitimler aldık istemeden. Sütlüye sade dedik yıllarca. Bi'şeyleri farkettiğimizde hemen kaçtık, kaçmalıydık. Kaçmasaydık delirirdik. Hayat! Delirmemek için deli olmak lazım. Bi'şeyler yapmak lazım lâkin yalnız olmak lazım. Tren yolun dörtte birini tamamlamamışken "Ben sıkıldım." diyen arkadaştan uzak, "Dönmem lazım." cümlesinden nefret ederken izlemeliyiz bir başımıza kirli camın arkasına ulaşma çabası olmalı hayatının en değerli uğraşı. Kendini asla zorlama, sakın ama sakın zorlama aşık olmak için, sıradan hissetmek için. Farklı olma çabası verenler de bi'şeylerin bi' parçasını oluşturmakta ve onlarda sıradan diğerlerince. Seviş ama sevme bazen insanın hormonlarıdır onun tanrısı. Aşkı, aşka aşk et ama aşık olma. O'nun içini dışına çıkarana kadar becer istersen yine de beyaz bez, beyaz bezdir. Gelinlik ile kefen aynı şeymidir ? Sokiyim toprağa. Yakın beni o zaman, kokum çıksın. Son bir darbe vurayım doğaya en kirlisinden. Ölme, yaşa. Şimdi yanılgılardan uzak ihtiyaç yalanları var en azından ya öldükten sonra onlarda yoksa..Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-28973031153387059372011-04-09T03:08:00.000-07:002011-04-09T03:08:41.421-07:00Bağımsızlık Yanlış Anlaşılmışİnsan ki tam bağımsız değil asla. Neden bir amacımız olmak zorunda ? Tamam, tamam...Yine sorgulamayacağım yokluğu. Ya ben soru sormayı bilmiyorum ya da verilecek bir cevap yok. İki türlü de hiç! Yaşamayı seviyor olmam bir şeyleri amaç edinmemi gerektiriyorsa ben itiraz ediyorum!<br />
İnadına değil, ölmekten korktuğum için yaşıyorum. Kızgınlığımsa;<br />
<br />
> "Yağmuru Seviyorum" diyerek ıslanmayan, şemsiyelerine sarılanlar.<br />
<br />
> Mavisi olmayan bu 'baş'kentimden Ege'ye seyehat edipte 'tuzlu' diye havuzu denize tercih edenler.<br />
<br />
> Sevgilisi olmayan insanlar.<br />
<br />
Sizler benimle beraber make me sick mnakoyim!Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-16655288889464698822011-04-09T03:04:00.000-07:002011-04-09T03:04:31.186-07:00Bir sıfır olsun sizin olsun.Radyoda sevdiğimiz o şarkıyı yakalama isteğini, bardağı ısıtan o koyu kremanın arkadaşlığını, ilişkiyi, her şeyi...Hormonların emri altında olabildiğince pasif ve 'özgür' olmayı istiyoruz. Bir çok şeyi kaybetmek istiyoruz, lütfen kaybedelim. Kaybetmeyelim, yani biz değil. Biz de olmayalım. Bazen.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-51420642835487536932011-02-12T02:33:00.001-08:002011-02-12T02:33:58.332-08:00İnsan Olmamak Lazım<div style="margin-bottom: 0cm;">• Sonunda daha riskli bir olay da olsa onu beklemektense hemen olaya dahil olmak daha kolay, daha gerçek. Daha az seçim şansı, belki biraz pişmanlık ama büyük kolaylık.</div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">• Herşeyi sevmek zorunda değiliz, biliyoruz. Hiçbir ilişkide güven tamamen sağlanmadığı için blues dinlesekte ağlamayı sevmiyoruz.</div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">• Hayat sokaklarda değil, herkesin düşlediği sokak farklı. Aslında 'hayaller' sokaklarda.</div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">• İnsanların sizden beklentilerini düşük tutmanız lazım. Bunun için de insan olmamanız lazım.</div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">• Çoğunluktan biri olmamak için çaba sarfedenler de büyük bir çoğunluk oluşturuyorlar. </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">• Sıkılmamak için insan olmamak lazım.</div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">• Bir şeyi gerçekten istersek olur mu ? Ne istediğimizi biliyor muyuz ? Herhangi bir şeyi gerçekten isteyip onun olmasını istiyor muyuz ? Bilmiyorum, düşünmemek için insan olmamak lazım.</div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">• İnsanı iyileştiren de mahveden de beynidir. Beyinsiz olmak için insan olmamak gerekmez.</div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">• Chris Rea'yi tanımamak için gerçekten insan olmamak lazım.</div><div style="margin-bottom: 0cm;"> </div><div style="margin-bottom: 0cm;">• Gerçekten de 'yollar ve beyaz çizgiler' bazen huzur bulmanın en güzel 'yoludur.' Yine de bir araba bulmak o kadar kolay değil. Gitmek zaten oldukça zor. Güneşlenmek için güneşe ihtiyacınız var.</div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">• Sıcaklar çok bunaltıcı olabilir ama orta kuşak ve dört mevsimin gerekliliğinden şüphe duyuyorum insanlar için. Keşke hep yaz olsaydı..Soğuk olan sadece sular olsaydı..</div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">• Hazır ayranın ev yapımı ayrandan daha güzel olduğunu kabul edin artık. Yoğurdunda öyle. Köftenin de..</div>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-72673791975439379282011-01-15T12:50:00.000-08:002011-01-15T12:50:41.717-08:00BöEvlere ayakkabıyla girmek istiyorum ben halıya basmaktan çekinmemek.<br />
Yaz aylarında en güzel mekanın yangın merdivenleri olmasını diliyorum.<br />
Toplu taşıma araçlarında ne kadar kolay hüzünlenmek.<br />
Toplu taşınma olmasın istiyorum.<br />
Beni benimle aldatmak, o kadar yalnız olmak istiyorum.<br />
Saçlarımı uzatıp cart diye kestirmek istiyorum.<br />
Kahveye abanıp uyuyakalmak.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-8925092230545023692011-01-13T10:34:00.001-08:002011-01-13T10:34:37.857-08:00ileteşelim<a href="http://www.facebook.com/tmojff">facebook</a> :(<br />
<br />
<a href="http://twitter.com/tmojff">twitter </a>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-3707213164679665502010-12-30T21:25:00.000-08:002010-12-30T21:28:30.477-08:00Yeni YılBakma kış mevsimlerin en yakışıklısından biridir. Erkektir kış. Yine de yeni yıla sonbaharda girilseymiş, nufusta öyle çok artık görülmezmiş. Göksel ne güzel söylemiş ama <a href="http://www.youtube.com/watch?v=y2LefUVALEw"><span class="Apple-style-span" style="color: red;">Eylül'de Gel'</span></a>i.. Yeni yılda yine sonbaharı yaşamanız dileğiyle güle güle zalımlar.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-11216093260350046742010-12-26T04:22:00.000-08:002010-12-26T04:22:25.042-08:00Are You Shpongled ?<a href="http://thepiratebay.org/torrent/4276016/Shpongle_Discography">Click for Shpongling</a>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-36705629720255925192010-12-19T23:31:00.000-08:002010-12-19T23:32:27.815-08:00Benim Canımı Sıkmayınİsmi Özgür olan sokak çalgıcısının sahne adı tutsakmış. Der ki;<br />
1-) Özgür insan aptal olandır (!) Aptallığın sınırı yoktur, özgürlük sınır tanımaz.<br />
2-) Günümüz şairinin ilham kaynağı gece lambasıdır. Yaşasın eskiler.<br />
3-) En insansı çalgı saksafondur. Yerine göre sakin, neşeli, hüzünlü ve seksi..Büyük sosyolog, şehrin tercümanıdır <br />
4-) Gerçekler kalem, yalanlar silgidir. İlk akla geleni alıp götürürler bazen. Bense şimdi anladım, şairlerin kelimelerini neden karaladığını...<br />
5-) Karşı cins ve dış güzellik herkesin herşeyidir.<br />
6-) Kahvaltı günün en önemli öğünü müdür bilmiyorum ama kesinlikle en orta yaşlısıdır. Peynir yerken gazete okuyan adamlar...<br />
7-) Olası kişiliklerin hepsi aynı çukurda buluşur. Sıcak olan sempatisiyle, soğuk olan karizmasıyla.<br />
8-) Hormonal yapısı erkeğin suçu değil. Herşey kuku için.<br />
9-) Kukusunu iyi kullanan kadın herşeye sahip olabilir.<br />
ve;<br />
<br />
10-) İntikamdan haz almak ne saçma !? Öldüreni öldürmek belki bir yanlış anlama veya avuntu.. İntikam dehşet verici "beyaz" bir yalandır insanın kendine söylediği. Çünkü ölümü öldüremezsin. Deneyemezsin bile..Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-78219705978255277382010-11-23T12:02:00.000-08:002010-11-23T12:03:45.648-08:00Çok Kafa KadınBen Lily. Meslekte 6. yılımın ve yaşamımın sonu o kırık duvar saatinde aynı dakikaları gösteriyordu. Hiçbir şey iyi gitmiyordu sandığınız gibi. Sandığınız şeyler asla gerçek değillerdir. Yine de karnımı parçalayan o kurşun oldukça gerçekti. Hayatımı değerli kılan hiçbir bok yok. Yine de ölmeden hemen öncesi yaşamaya değerdi. Bu cümlenin altı çizili ve bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerin hiç birinde yok. Bu edebiyat değil. Bu, ölüm. İnsanın kendi kendini becerebildiğini düşünün. Fiziksel olarak mümkünlüğünü bende hiç bir zaman onaylayamadım. Yine de, kendi bok yemesiyle iç organlarını kanatan insan kendini becermiştir. Aramaktan, yorulmaktan bıktığımdan beri kendimi beceririm ben. Gecelerce..Bu arada bunu, bir fahişe olmama rağmen yapıyorum. Bence de öyle, ne ihtiyacım var ki kendimi becermeye...Bok var sanki..<br />
<br />
Silah sesini duymak ürkütücü, duyurmak ise haz verici.<br />
Dannn..<br />
- Ve yolun sonu Lily.<br />
- Senin için mi ?<br />
- Ne demek senin için mi !?<br />
- Aletinin kısa olması, dar yolumun sonuna geldiğin anlamına geliyor. Bu değil mi ?<br />
- Beni kızdırmana gerek yok, her şekilde seni öldüreceğim.<br />
- Ödeşmiş oluruz.<br />
- Hayatının son dakikalarında saçmalamayı mı tercih ediyorsun ?<br />
- Yalanlardan bıktım, dürüst olmaya çalışıyorum. Hiv bebeğim.<br />
- Hiv de ne ?<br />
- Aids!<br />
- Sana inanmıyorum sen herkesin düzmek isteyeceği bir fahişe değilsin.<br />
- Araf'tan başlayıp cehenneme kadar s.kişeceğim. Orada görüşürüz.<br />
-...Unknownnoreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-31580060631798409972010-11-01T00:16:00.000-07:002010-11-01T00:16:19.694-07:00Anladığım kadarıyla TaksimYukarıya yürü, aşağıya doğru yürü. Bomba patlasın, yirmi üç kişi, ikisi ağır yaralı.Üzül, yürümeye devam et. Yorulunca otur, diğerleri yürüsün. Sonra kalk ve yürü. Turistlere bak, 'Bi insan nasıl bu kadar uzun olabilir ? Hiç hoş değil.' Diye sorgula. İbnelere bak, sokak müzisyenlerine, kitapçıya, Çekik gözlülere, ikinci bir patlamaya karşı emniyet şeridinden uzak dur. Ara sokaklara gir, barlara bak, yürü. Liselilere bak, Galata kulesine çıkmaya üşen. Akşam eve dönüş yolculuğu için Gümüşsuyu'nda otobüs firmanı ara. İnönü'yü, Çarşıyı gör. İstiklal'e dön. Islak hamburger ye. Kimseyle tanışama. Yürü, eve dön.Unknownnoreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-7652834757929012052010-10-24T01:07:00.000-07:002010-10-24T01:07:28.559-07:00Gölge BoyuTekerlekli sandalyede oturan adamın ayakta ki gölgesini görmek,<br />
Duvarları daha çok sevmektir.<br />
Güneş ve açısıyla birlikte,<br />
Hayalleri üzerine resmettiği için.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-29300249218875030112010-10-22T11:51:00.000-07:002010-10-22T11:53:18.937-07:00Karışsın tatlar iki el birden çalışsınDemlikten son bardağı zor çıkardıysan o çay alabildiğine soğur,<br />
Sonu yudum gelmez, pakette sigara kalmaz.<br />
El alışkanlığıdır bağımlılığın anası.<br />
Tam bağımsız parmaklara güzel tütünler,<br />
Sol ele de özgür tomurcuklar istiyorum.<br />
Çay ve sigara kardeşler,<br />
anlık ve sonsuz zıtlığında bir mutluluk bulmuşlar.<br />
Yazarsan eğer günlüğüne o anı;<br />
Ölümün elinden bir şey kapmış olursun.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-31335695415618968382010-10-22T11:23:00.000-07:002010-10-22T11:23:40.913-07:00'Ben Seni Sevdugumi' Ha bildum buni aç sesuni!Ulan, Hey!<br />
Kısa boyumla sevdim ben seni selvi,<br />
Sivilcelerini de sevdim lan ben,<br />
Tabureye yoktu ki benim ihtiyacım.<br />
Ulan filozof olsan neyse de, öznel düşünce senin neyine be kadın!<br />
Kaç defa söyleyeceğim be kaç defa !?<br />
Neymiş sende ki bu paranoya, güzelliğine inanmama.<br />
Ulan sen kendini niye beğenesin ki, ben beğeniyorum ya.<br />
Eh sen başak değilsin de sanki ben Fırtına Deresi miyim ?<br />
İki derece daha artsa sıcaklar kurur giderim be, terliyorum zaten seninle.<br />
Öyleyse bile, hani özgürdü ulan dereler ? Eh akıp gitsem yine boşa, yakmaz senin canını,<br />
Sevmem ben de zaten pişmanlığı. Eh, iyi amınakoyim! Baraj ol tepemde o zaman,<br />
Ha böyle dalga dalga vurup çekileyim ben. İyi mi, uyar mı ? Niye sessizsin lan !?<br />
Hayalimde bile konuşmuyorsun, konuşturamıyorum. Hey!<br />
Deniz var iyi bilirim, bizde ki kara. Lazım lan ben, şiir benim neyime ?<br />
Düz giden kalemimi parçaladın lan sen, indirdin büyük harfle başlayan mısralara.<br />
Ha böylesini istiyorum işte. Çık gel, düşlemekten bıktım ulan! Onlarca sen varsın şimdi gri hücrelerde,<br />
Bi tanenizi gördüm galeride, ikinci elmiş. Ne eşşekmişsin. Kadın dedik, kamyonetim diye haykırdın.<br />
Ben sana mecaz-ı mürsel sanatıyla binicem be! Hani hem gerçek, hem mecaz anlamıyla.<br />
Anladın sen onu. Anladın dimi lan Chevrolet. Şşt sana diyorum Chewy anladın dimi ?<br />
Seni seviyorum lan, bi' gün alıcam senden canım Silverado'm benim. ♥Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-53274301902750899272010-10-19T11:02:00.000-07:002010-10-19T11:02:51.126-07:00Hepimizi daha çok sev!Şişman kızlara 'Sen şişmansın!' diyebildiğimiz gün,<br />
İç güzelliğin önemli olduğunu, dış güzelliğin daha önemli olduğunu kabul ettiğimiz gün,<br />
Doktorların çekinmesinde bi numara olmadığını, 'Siz Kansersiniz.' Dediğinde aslında üzülmediğini kavradığımız gün,<br />
Bizi daha çok sev!!<br />
Ben de bu doktorun son cümlesine; 'Biz hepimiz mi ?' diyebilen adam ve kadına ömrümü veririm, onlara aşığım.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-72446440683086819252010-10-19T10:51:00.000-07:002010-10-19T10:52:21.994-07:00Aynaya 'Orospu Çocuğu !!' Olduğunu Söylemek İstiyorum!Bebekleri severim, çocuk hıçkırışlarından tiksindiğim kadar değil. Adını bilmediğim, adlandırdığım yerlerde olmayı isterdim. Huzurun karizmatik ses tonunu, erken 'yaşlandırılmış' şarap gibi bozuk bir ruha sahip olan genç ve çirkin bedenimle. Saçıma nasıl şekil vereceğimi düşünmeden, eve dönerken güzel cafelere sahip, butik otel bahçeli o caddeden yürümeyi. Arabaları çeken valelerin yerine, otoparkı bile olmayan o bahçelere bakmak isterdim göz ucuyla, parmak ucunda yürürken sessizce gecede. Karanlığın insanları eve yollamadığı, loş ışıklandırmanın insanları susturduğu, zaten çok da konuşmak istemeyen insanların arasında olmayı isterdim. Annee' diye seslenen çocukların saf gürültüsünden uzak olmak. Yalnızlığın güzel olan yanlarını bilmek. Sürekli ama şiddetli olmayan yağışları almak isterdim. Bunlara sahip olabilseydim şuan ki gibi melankoli parçalamazdım. Parçalanmış olurdum. Beni okullardan uzak tutun, müzik akademileri kalsın çevrede sadece. Okul formalı çocukları görüp, bu saf ve temiz varlıklardan daha fazla tiksinmek istemiyorum. Benim de öyle olduğumu, rahatsızlık verdiğimi unutmak istiyorum. Beyaz içinde beyazlar istiyorum. Kar üstünde, beyaz ve çatlak kupa içinde kahverengiyi içmek istiyorum. Ağırca, soğumasına aldırmadan. Kimseye bişey vermemek, her insanda var olan o 'OROSPU ÇOCUKLUĞU'nun tam tanımı olan duygularımı bastırmak istiyorum. Güzel ve yuvarlak bir göte bakmamak için, hormonlarımdan arınmak için herşeyi vermeye razıyım. Kutusundan her sigara çıkarışımda kaç tane kaldı diye saymak, yetersizliğine üzülmekte istemiyorum. Hiç bir zaman yetmeyeceğini biliyorum. Daha fazlasını istememek için de herşeyimi vermeye razıyım. Ben, insan olmaktan nefret ediyorum. 'OROSPU ÇOCUKLUĞU'dan daha fazlasıyız. Hiç birimizi sevmiyorum. Ölmeye de korkmamak için herşeyimi verirdim. Ya tembelliğimden hepimizden tiksiniyorum, ya da ben hepimizden üstünüm.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-69486346218076828092010-10-14T10:05:00.000-07:002010-10-14T10:05:50.512-07:00Tanju ve Dört Mevsimin Kraliçesi İnsanın benliğinin öldüğü Necropolis'in heryerinde suların kesilmesiydi büyük sorun. Şehrin her yerinde. Geceleri hafif kolilerin düzenlendiği ağır depo işlerinde çalışmaksa bu kişiye özgün kokusunu verendi. Tanju'ya.<br />
<div>Eve dönüş yolu ekvatora yakın olduğundan çizgisel hız yeterliydi yürümeye üşenmemek için. Varıldığında yapılabilecek tek eylem ise ani çöken yorgunluğun nedeniyle alçak gönüllü o yatağa leş gibi girip, sızmaktı. Tanju' da her varışında bunu yapardı. Uyanmaktan ziyade ayıldığı o öğle saatlerine kadar yatardı. Kalkmasıyla da duş alması bir olurdu...</div><div> </div><div> Bu gece yine tarih kendini tekrar etti. Biraz daha keyifliydi belki, yarın potansiyel kız arkadaşıyla buluşacağı için. Belki bir kaç melodi üflemişti ıslığıyla yürümeye üşenmezken. Eve vardı, eylemini gerçekleştirdi. Güneş dik açılarla gelirken, gölge boyunun cisimden çok daha küçük olduğu saatlerde uyandı yine Tanju, duşa yöneldi. Suyu açar açmaz geriye sıçradı. Musluktan gelen o paf pof sesleri yüzünden. Tiksinç, o sarı su akıyordu musluktan. Onunla elini yüzünü yıkama düşüncesi bile midesini bulandırmıştı bu pis yatak sahibi adamın. Kusar gibi olduğunda aklına klozet değil, yatağın çarfaşına boşaltmak gelmişti. O kadar iyi anlaşmışlardı bu konuda sahte mezarı ile Tanju. </div><div> Dün geceden kazandığı yevmiyeyi bugün, potansiyel kız arkadaşı için ayırmıştı. Eylül..</div><div>Eylül parantezinde Dalgalı kumral saçları ve soluk tenini çarpınca eşiti 'Sonbahar' ediyordu Eylül'ün karizması. Öyle de güzeldi, öyle de sakin bir bedendi..Sarının en güzel tonuydu onun sesi. Zayıflığı, o ince ve kırılgan beli tamamen Sonbaharın güçsüzlüğünü yansıtıyordu. Necropolis'in en güzel mevsiminin aynasıydı o kadın...</div><div> </div><div> İşte o yüzden Tanju an itibariyle yırtıcı bir çığlık atarak o leş suya bakıyordu. Doğu Karadeniz' de bir karton Gürcü sigarası almasına yetebilecek o 20 lirayla bugünü güzelleştirmeyi düşlediği o anları bi kenara bırakmıştı. Bir otele, bir pansiyona gidip duş almak geldi aklına, mızmızlanmayı bıraktığı anda. Plastik şişeye 'Bong' diyen bazı yarı hippi arkadaşlarıyla takıldıktan sonra, evin o yürümeye üşendirmeyen yolunu kaybettiği ve parasının anca karşıladığı o otele doğru yola koyuldu Tanj. U'yu nerede unuttuğu hakkında en ufak bi fikri yokt'u'. </div><div> Tanj otele vardığında şüpheleri onu haklı çıkardı. Temiz duşu burda da bulamamıştı. Bir kaç öğrenci pansiyonunu da dolaştı, hiç bir yerde yoktu bugünlük temiz su! Anlar, anlar...Lüks otellerde oda tutmaya yetecek parası da yoktu yine 'AN!' itibari ile Tanj'ın.. Yine herhangi bir anda aklına berbat bir fikir geldi. Kaynak suyu satan en yakın bayiye yöneldi Tanj. Tüm parasına iki damacana su alabildi. Onları evine taşırken 2 damacana kadar terledi yeniden. Farelerin sevgilisi gibi hissediyordu kendisini. Aurası değil, iğrenç bir kokusu vardı üzerinde Tanj'ın.</div><div>Eve vardığında vileda kovası ve ufakça bir leğenle ısladı kendisini. Hiç kimsenin bir sabuna yapmayacağı şeyler yaptı, çitiledi, çitiledi, çitiledi..Dar vakitte iyi kurulamıştı temiz iki tişörtünden biriyle saçlarını. Evde ki pis kokuyu alabildiğinde, temiz olduğunu anladı ve aptal bir buseyi yapıştırdı suratına. O da ona, gamzelerini bahşetti.</div><div> Dolmuşa verecek parası olmadığından buluşma yerine geç kaldı Tanj. Koşmaya, bir damla ter dökmeye cesaret edemediğinden. Ordaydı Eylül, ince adımlarla süzülürcesine yaklaşmaya başladı Tanj'a. Tanj son bir kez derin nefesle test etti kendisini. İyiydi, Eylül'ün boynuna sarılana kadar. Eylül'ün suratında nedenini hafif hafif anlatmaya başladığı şapşal bir kızarıklık vardı. Kokuyu iyi tanıyordu Tanj. Bir kez daha çekti nefesi içine, Eylül bir kadının kokabileceği en berbat şekilde, akbabaların bile iğreneceği bir leş gibi ter kokuyordu.</div><div> İçinden geçti Tanj'ın 'U'.</div><div>U = Son değil, başka bahara...</div><div> </div><div><br />
</div>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4544757131306017315.post-40762868180859016172010-10-07T05:50:00.000-07:002010-10-07T05:50:12.921-07:00Bak böyleNağme yaparken kadın, enstrümanı bastırırken vokalin sesi;<br />
Bazısının elleri zayıf, yıpranmış ama inceyse, dudaklarına göre saçının kumral olması yeterlidir olmak için aşık.<br />
<br />
Kimse yokken evde, açıksa müziğin sesi oldukça, parçaya göre;<br />
Gözler açılmaya üşenilir ve bir çok kadın vardır, dans ederken. Seçemessin, hem zaten. Neyse.<br />
<br />
Ve bular güzel şeyler, kötü değil ve öğretmenin öğrenciye her zaman bıkmadan söylediği şey;<br />
Huzur ile hüznü birbirine karıştırmayın. Çünkü bunu hep yapıyorsunuz.Unknownnoreply@blogger.com0